34,3054$% 0.31
37,5445€% -0.07
2.925,56%1,27
Son günlerin tartışması, Devlet BAHÇELİ’nin özel harekatı ziyaret etmesinde, özel harekat daire başkanı nasıl Bahçeli’nin elini öper tartışması.
15 temmuz olaylarında en büyük darbe alan kurumların başında, özel harekat polisleri geliyor. Bombalanma sonucunda onlarca şehit verdiler. Devlet BAHÇELİ onları o günün anısına ziyaret etti.
Özel harekat daire başkanı da BAHÇELİ’nin elini öptü. Marksist cenahta kıyamet koptu. Nasıl öpermiş efendim. Siyasete girermiş…mış, mış diye devam ediyor. Özgür Özel denilen şahıs, pkk’lının elini öperken sesiniz çıkmıyordu.
Özel harekat devlettir. Devlet’te devlettir. Devlet Devlet’in elini öpecek ki, birileri çatlayacak. Bu ülke için ölen biz. Öldüren biz. Sefa süren, Ömer Seyfettin’in anlattığı piçler(*).
Özel harekat ülkücülerden kurulu, deliler ordusudur. Deli dediysek, vatan delisi. Eh; onlarda Devletin elini öpecek; pkk nın değil, Özgür Özel ve tabisi. Unutmayın; Devlet Devlet’ini sever. Sizler anlamazsınız pkk sevicileri…
______________________________________________________________________
(*) Türk edebiyatında “Yeni Lisan” hareketinin temsilcilerinden ve bu sebeple de Millî Edebiyat’nın kurucularından biri olarak kabul edilen Ömer Seyfettin, öykülerini yaşadığı dönemde eylem ve düşünsel olarak aktif rol alması münasebetiyle genellikle milliyetçilik fikri üzerine inşa eder. Bu açıdan milliyetçiliğe bağlı olarak gelişen kimlik verilerini ve kültürel belleği yeniden diriltme amacı taşıyan Ömer Seyfettin’in öykülerinde toplumsal bir görev üstlendiğini söylemek mümkündür.
Bu çalışmada, Ömer Seyfettin’in millî benlik/kimlik, aidiyet bilinci, kültürel değerlere tutunma gibi ana etimonlar üzerine temellendirdiği öykülerinden olan “Piç” adlı öyküsü, benlik ve kimlik sorunsalı bağlamında ele alınmıştır. Öyküde yazar, fiziksel ve kültürel alanda yapılan saldırılar karşısında insanı koruyan ve köklerini geleceğe aktaran benlik ve kimlik verilerini temel anlamlarına uygun bir şekilde kullanarak Türk milletinin varlığını bireysel ve millî benlik/kimlik bilincinin korunmasına bağlı kılar. Diğer taraftan bu bilince sahip olmadıkları için hem bireysel hem de toplumsal varlık alanını ötekinin saldırısına açık hale getirerek öz niteliklerini değersizleştiren insanların duygusal, düşünsel ve eylemsel alana yansıyan yabancılaşmış yönelimlerini ise ahlaki ve vicdani bulmayan yazar, benlik ve kimliklerin korunamamasını sert bir dille eleştirir. Öyküde bu eleştirel söylemle birlikte uyarıcı ve yol gösterici söylemi de benimseyen yazarın aktarıma kazandırdığı zenginliğin yanında içeriği de psikolojik, sosyolojik ve tarihsel verilerle desteklemesi öyküyü çok sesli bir anlatıma dönüştürür.
Ünye’ye de 52 Odalı Bir Öğretmenevi Yakışırdı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.