İşgücüne katılan kadınlar çift mesai yapmak zorunda. Ücretli ya da ücretsiz işlerde geçen sürenin yüzde 54,1’ini kadınlar sağlıyor. Sosyolog Sarıaslan, “Sistem, kadınları ev kadını olarak konumlandırıyor” diyor.
TÜİK’e göre 8 milyon 85 bin kadın ‘ev işleriyle meşgul’ olduğu gerekçesiyle işgücüne dâhil olmuyor. Bu sayı toplam istihdama dâhil olmayan 21 milyon 86 bin kadının yüzde 38’ini ifade ediyor.
Ev işleriyle meşgul olduğu için işgücüne dahil olmayan kadın sayısı 2024’ün ilk çeyreğine 1,9 milyon kişi azaldı.
Ağırlaşan kriz şartları nedeniyle tek kişinin çalışmasıyla geçinemeyen ailelerde ev işleriyle meşgul olduğu için işgücüne katılmayan kadınlar da iş aramaya başlıyor.
Kadınların istihdamı artıyor ancak erkeklere kıyasla düşük. Kadınlara yönelik toplumsal roller, işgücüne katılımın önündeki ana engellerden biri olurken iş gücüne katılımla da ‘ev kadını’ sıfatı değişmiyor. İşgücüne katılan kadınlar, artık çift mesai çalışmak zorunda kalıyor. Evde ve istihdamda kadınların yükü oldukça fazla. KONDA’nın araştırmasına göre kadınlar ev bakımı için haftada ortalama 22 saat harcarken, bu oran erkeklerde 7 saat. Çalışmayan kadınlar ev bakımı için haftada ortalama 24, çalışan kadınlar ise 14 saat ayırıyor. Erkeklerde ise bu ayrım olmadan 7 saat. Ev kadınları evin bakımı için haftada ortalama 28 saat harcıyor. Bu rakam Türkiye ortalamasından 12 saat daha fazla oluyor.
BU SİSTEMİN DAYATMASI
Sosyolog Dr. Zeynep Sarıaslan ev kadınlığının kadınların sahip oldukları seçenekler ve hareket alanları göz önünde bulundurularak ele alınması gereken bir konu olduğuna dikkat çekiyor.
Üretim süreçleri değişmedikçe ve ev içi bakım hizmetleri için kamusal alternatif geliştirilmedikçe kadınların ev işleriyle uğraşmak zorunda kalmaya devam edeceğini dile getiren Sarıaslan “Kadınların özgürce kendi hayatları üzerinde karar verme hakkını savunan her politika, kadınları da desteklemelidir” diyor. Sarıaslan, “Kadınların çifte vardiya yapmadan, yani hem evde ücretsiz emek hem de dışarıda ücretli emek sunmadan bir kariyer inşa edebilmeleri de mümkün olabilmeli. Çalışmak isteyen kadınlar için her alanda toplumsal cinsiyet eşitliğini güvence altına alan ve kadınların özel ihtiyaçlarına cevap veren politikalara ihtiyaç var” ifadelerini kullanıyor.
EV KADINI KODLAMASI
Mevcut politikaların kadını her şeyden önce ev kadını olarak konumlandırıldığını söyleyen Sarıaslan, “Türkiye’de ev kadınlığının zorunlu ya da tercihe bağlı olabilmesi, kanun yapıcıların ve uygulayıcıların eşitlik, adalet ve çoğulculuk gibi kavramlara ne kadar bağlı olduğuyla yakından ilgilidir. Kesişimselliği göz ardı eden politikaların vatandaşlığın heteronormatif yapısı ile beraber, kadınları başka her şeyden önce ev kadını olarak konumlandırıyor” diye konuşuyor.
‘Ev kadını’ tanımının artık sosyal bilimlerde kullanılmaktan kaçınılan, eski bir terim olduğunu belirten Sarıaslan, “Bunun yerine, ev içindeki ücretsiz bakım emeğinden bahsediyoruz. Emeği öznesi olmadan düşünmenin özgürleştirici bir yanı vardır: Evde yapılacak bir iş varsa, bunu herkes yapabilir. Geleneksel roller değişebilir ve hane halkının her bireyi, temiz, düzenli ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için sorumluluk alabilir. Bu nedenle, kadınların yapabildiği işleri erkekler de yapabilir; çünkü onlar da aynı becerilere sahip” diyor.
Yüzde 54,1’ini kadınlar sağlıyor
Kadınların işgücüne katılımı düşük. TÜİK’e göre, kadınların istihdam oranı 2023’te %31,3 iken, erkeklerde oran %5,7. Türkiye, OECD ülkeleri arasında G.Afrika’dan sonra en düşük kadın istihdam oranına sahip. TEPAV araştırmasına göre ekonomik değeri olan faaliyetlere kadınlar daha çok zaman harcıyor ama toplumsal rollerin neticesi olarak kadınların zaman kullanımında ücretsiz işler daha çok yer tutuyor. Yılın ilk çeyreğinde 15+ yaştaki kadın ve erkek sayıları dikkate alındığında, ücretli ya da ücretsiz işlerde geçen sürenin yüzde 54,1’ini kadınların sağladığı görüldü. Ekonomik değeri olan faaliyetlerde geçen toplam sürenin cinsiyete ve çalışma durumuna göre dağılımı ise şöyle: %42,1’i çalışan erkekler, %30,6’sı çalışmayan kadınlar, %23,5’i çalışan kadınlar, % 3,8’i çalışmayan erkekler.
Okunma Sayısı: 36
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...