36,0522$% 0
37,4178€% 0.01
3.351,49%-0,18
Günübirlik Gezi; SİNOP
Uzun süredir farklı bir şehri görmek istiyordum. Önüme gelen tur tanıtımlarında yakın bir tarihte Sinop turu olduğunu görünce arkadaşımla paylaştım ve onlarında bir “ gidelim” demesiyle kendimizi bir sabah tur otobüsünde bulduk. Rotamızı Sinop’tu. Uzun yolculuk için arabada eğlence olmazsa olmazdı. Sonuçta eğlenerek öğreneceğiz dedik.
Sinop; Türkiye’nin en kuzeyi ve mutlu insanlar şehri. İlk durağımız Erfelek Şelalesi oldu. Şelale güzel ama biraz yukarıya çıkıp diğer şelaleleride görelim dedik ve dokuzuncu şelaleye çıktık. Doğanın ve suyun sesini dinlendik. Tabi bu durakta iki kardeş Tolga Bey ve Tuğba Hanımın kahvesini içerken biraz onlarla ve rehberimiz Nesrin Hanım ile sohbette güzeldi. Nesrin Hanım Sinop’ta yaşamış ünlü filozof Diyojen ile ilgili anlatılan en ünlü hikayesi olan Büyük İskender ile arasında geçen diyaloğu ve Diyojen’in Büyük İskender’e yaşam felsefesine uygun “Gölge etme başka ihsan istemem”. Sözlerini de bize hatırlattı.
Tabi Sinop’ta ünlü yer çok. Sinop Kalesi ve Tarihi Cezaevi. Burası daha önceleri tersane olarak da kullanılmış. Rehberimiz bize burayı anlatırken çok etkilendim. Zaten yanına gidince o kadar büyük ve yüksek surları görünce insan bir ürperiyor. Rehberimiz Nesrin Hanım burayı bize sanki yeniden o dönemleri yaşıyormuşçasına anlattı. Bu cezaevinde mahkumlara takılan zincirlerin ağırlığını, gardiyanların heybetini, zindanlarını, buraya “Giren Çıkamaz” denildiğini ve yaşam koşullarının zor ve ağır olduğunu, burada ünlü gazeteci, siyasetçi ve ünlü yazarların kalışından ve özellikle Sabahattin ALİ’nin hayatını, bu cezaevinde kaldığını, Atatürk’ün affetmesiyle cezaevinden çıktığını ve memleketine giderken öldüğünü anlattı. Şair ve yazar Sabahattin ALİ bu cezaevinde kaldığı dönemde yazdığı “Aldırma Gönül” şiirinin;
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma
Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma
….
Dizeleriyle bizlere kaldığı cezaevini ve yaşadığı duyguları çok net anlatmış. Bu şiiri şarkı olarak dinleyince de insan daha farklı düşünmeye başlıyor ve o dönemi anlamaya çalışıyor. Ayrıca rehberimizde bu şarkı ile şehrin özdeşleştiğini ve Sinop’ta yapılan festivallere Edip AKBAYRAM’ın muhakkak katıldığını da belirtti. Tabi cezaevinin şuanda restorasyonda olması nedeniyle iç kısımlarını gezemedik.
Sonrasında enine inşa edilmiş olan Alaaddin Camiini ve hemen yanında bulunan Pervane Medresesini gezdik ve burada yöreye ait dokuma örneklerini de görmüş olduk.
Yine Sinop deyince akla gelen yerlerden biride Hamsilos Koyu’ydu ve burayı da bir görmüş olduk. Tekne turunu da unutmayalım. Şehre denizden bakmak ve biraz eğlenmek de güzeldi.
Tabi bu kadar gezince yemek yemeden olmaz. Sinop bir liman kenti. Geçim kaynaklarından birinin de balıkçılık olduğunu iletti rehberimiz. Sinop’un balığı, mantısı ve nokulu da çok ünlü yemeklerinden bir kaçı. Biz arkadaşlarla balık yemeyi tercih ettik.
Yanımıza da sevdiklerimize ikram etmek üzere nokul ve mantı almayı da ihmal etmedik. Artık gün bitti ve dönüş başladı. Arabada resimlerimize bakarken ve günü değerlendirirken aklımızda ne kaldı diye sorduk birbirimize. Benim aklımda kalanın cezaevi olduğunu fark ettim. Günü birlik gezimizi böylece sonlandırmış olduk. Sinop güzel ve sakin bir şehir , mutlaka gezilmesi ve görülmesi gereken bir yer. Gezmek, görmek, anlamak ve farkına varmak güzel. Yine böyle küçük gezilerle kendimize bir mola veririz inşallah.
Ünye’de KYK’lı Öğrenciler Piknikte Buluştular.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.