38,8686$% 0
44,0565€% 0.28
4.113,51%0,12
03 Mayıs 2025 Cumartesi
Bu yazımda size ilk aşkı kısa bir senaryo ile sunmak istedim.
Genç Kız (Kız’ın sınıf arkadaşı) (Genç’in sınıf arkadaşı) (A.’nın sevgilisi)
Okul kantininde. A. ve Kız konuşmaktadır. E. de yanlarına gelir.
A: Sen onu seviyorsun, bunu hepimiz biliyoruz. Ama bunu açıkça söylemezsen çok geç olabilir.
Kız: (Endişeli) Ama ya beni reddederse?
A.: Sevdiğin kişinin kalbini öğrenmeden vazgeçmek olmaz. Cesur olmalısın.
E.: A haklı. Sevgi, kendini ifade etmeden sadece bir hayal olur. Seni destekliyoruz, bunu yapabilirsin!
(Genç sahneye girer. A. ve E. durumu anlayarak sahneden uzaklaşır.)
Genç: Merhaba. Ne konuşuyordunuz?
Kız: (Tereddüt ederek) Sana bir şey sormam gerekiyor.
Genç: Tabii, sor.
Kız: Seni seviyorum. Peki ya sen?
Genç: (Şaşırır, duraksar) Ben… Sana o gözle bakmadım. Ama düşüneceğim.
(Işıklar kararır.)
Bir gün sonra, yağmurlu bir hava. Kız, Genç’in yanına gelir. İkisi bakkalın önünde buluşur. Genç düşüncelidir; ince bir tişört, mont, çorap ve terlik giymiştir.
Kız: (Endişeyle) Çok düşünceli görünüyorsun. Her şey yolunda mı?
Genç: (Dalgın bir şekilde, uzaklara bakar) Bugün benim için zor bir gün… Geçen yıl 5 Kasım’da çok sevdiğim birini kaybettim. Ona büyük saygı ve sevgi duyardım; hayatıma kattıkları benim için çok anlamlıydı. Onun hatırasını yaşatmaya çalışıyorum.
Kız: (Hassas bir şekilde, gözleri dolarak) Üzgünüm… Eminim o senin hayatında çok değerli biriydi.
Genç: (Başını sallayarak) Bana sabrı ve cesareti öğretti. Bugün onun anısına, kendime bir söz verdim. Hislerimi ertelemekten vazgeçeceğim.
Kız: (Cesaretlenerek) O zaman… Belki de şimdi bana cevabını verebilirsin.
Genç: (Derin bir nefes alır) Ama biraz zamana ihtiyacım var. Ara tatil karnesi gününe kadar düşüneceğim, söz veriyorum.
(Işıklar kararır, sahne değişir.)
Sahne 3 – Karar Günü
Ara tatil karnesi günü. Genç ve Kız okul bahçesinde buluşur. A. ve E. sahneye girerler.
Genç: (Kararlı bir şekilde) Kararımı verdim. Seni seviyorum.
Kız: (Gülümseyerek) Ben de seni seviyorum.
A.: İşte bu! Bunu bekliyorduk. Yağmurda başlayan bu sevda, bizim için de umut dolu bir hikaye oldu.
E.: (Gülümseyerek) Sevgi, cesaret ister. Ve bu anı birlikte kutladığımız için çok mutluyuz.
(Yağmur dinmiştir. Sahne aydınlanır, ikisi birbirine sarılırken sahne donar ve alkışlarla sonlanır.)
Müziğin benim için yeri çok ayrıdır. Kendimi, hayallerimi, yaşadıklarımı ve bir çok şeyi bu yolla anlatmak bana daha iyi geliyor. Kemanım bana bu yolda destek veriyor. Hayallerime ulaşmamda onunla bir yol çiziyoruz.
Bu şehir benim için özel bir yerdir. Ben buraya 2017 yılında sekiz yaşında geldim. Şu anda Ünye’de “Baba Lise” olarak bilinen Mustafa Rakım Anadolu Lisesinde 10. Sınıf öğrencisiyim.
Uzun süredir bir isteğim vardı. Bu isteğimi gerçekleştirmek için uzun zamandır emek veriyordum. Ama bir türlü uygun zamanı yakalayamıyordum.
Hayalim Ünye Belediye Başkanı Sayın Hüseyin TAVLI’ya keman resitali vermekti. Bu benim için çok önemliydi ve onun yeri bende çok ayrıdır.
Artık doğru zamanı buldum ve isteğimi gerçekleştirmeye az bir zaman kalmıştı. O gün dersimize giren öğretmenlerimden, müdür yardımcılarından ve müdürümden izin aldım. Beni kırmayıp destek vererek okulum Mustafa Rakım Anadolu Lisesinde çalışmalarıma ara vermeden başladım.
Tarih, 13 Şubat 2025. O gün hayallerimden sadece birini gerçekleştirdim. O anı hiç ama hiç unutmayacağım…
Belediye binasına bir yerde problem görüp onu yetkililere bildirmek için gideriz değil mi? İşte ben o gün, halkına hizmet eden Belediye Başkanımız Sayın Hüseyin Tavlı’ya kemanımla bir resital vererek teşekkür etmek için gittim.
Başkanımız ile uzun bir süredir hasbihalimiz vardı ve ben güzel sohbetlerimiz için ona bir resital vermek üzere belediye binasına gittim.
Saat 16.00 olduğunda kalbim durmuştu sanki. Artık hayalimi gerçekleştirmek için son bir adım kalmıştı. O da başkana resital vermekti…
Başkanın makamına girdim ve ona kemanımla dört eser çaldım. Daha sonrasında bana teşekkür etti ve sarıldı.
Odadan çıktığımda bir hayalimi gerçekleştirmenin mutluluğunu “başardım” diyerek ve gülerek yaşıyordum. Çünkü inanamıyordum. Aklıma koymuştum ve başardım.
O andan sonra hayatımda yeni ve temiz bir sayfa açılmıştı. Artık yoldan geçerken “Herkes beni tanıyor!” düşüncesine sahiptim.
Ertesi gün yani 14 Şubatta; okulda, başta müdürümüz Üzeyir Hatipoğlu olmak üzere okuldaki herkes beni tebrik ediyordu. Ben o kadar neşelenmiştim ki sanki mutluluktan havalara uçuyordum…
Evet, ben buyum. Berkay Göktaş olarak müzisyen olmak istiyorum. Bu yolda ilerlemek için okumaktan asla vazgeçmeyeceğim. Çünkü beni kitaplar yetiştirecek…
Belediye Başkanımız Hüseyin TAVLI’ya beni dinlediği için teşekkür ediyorum ve Ünye’ye hizmet yolunda başarılar diliyorum.
Belediye’ye her gittiğimde beni anlayan ve çok iyi yaklaşan Halkla İlişkiler ve Basın Müdürüne ve personellerine de ayrıca çok teşekkür ediyorum.
Bana destek veren başta annem olmak üzere herkese çok teşekkür ederim.
Başkanımızın sözüyle bitirmek istiyorum.
“Ünye Değer, Ünye’ye Değer.”
Artık 15 karne tatiline girmiş bulunmaktayız.
Benim tatilim oldukça sıradan geçiyor, eksiklerimi tamamlamaya çalışıyorum- belge alamadım çünkü. Evet, ben de mükemmeliyetçi biri değilim lakin Türkiye’nin şu anki durumunda elimden geleni yapmak durumundayım.
Şimdi “Acaba neden belge alamadın?” diye soruyorsunuz. Söyleyeyim ben bir lise öğrencisiyim hem de 2. sınıf, iki dersten geçemedim çünkü o dersler kimya ve coğrafya. Ben problemle yani işlem yapılan dersler ile arası olan biri değilim, ezberimde yerine göre iyidir.
Bazı yaşıtlarım derslerine çok iyi çalışır, elinden geleni ardına koymaz, bazıları hiçbir şey yapmadan okumanın derdinde, ben derslerime o kadar fazla asılan biri olmadığımı kabul ediyorum.
Benim ilgi duyduğum, ileride onu yapmak istediğim bir meslek var. Baştan söylüyorum makine, tornavida vs. işler değil. Tahmin edin bakalım nedir? Ünye’de yaşayan çoğu insan beni 2024 yazında “SOKAK SAHNESİ”nde görmüştür elbet.
Kısacası, bir çocuk akademik olarak başarılı olmaya bilir, bu demek değildir ki okumasın. Elinden gelen çabayı göstersin bilgi sahibi olsun gerisi gelir elbet.
Ben kendimi mesleğimi icra etmek için okumak zorunda, sevmediğim derslerin sınavlarına girmek zorundayım. Ve bu yüzden tatilde eksiklerimi görüp halletmek durumundayım.
Herkese iyi tatiller diliyorum, Allah herkese bir yol çizmiştir elbet, elinizden ne geliyorsa yapın gerisi hal olur.
Oda Arkadaşım..
Bu hayata geldiğinden beri birçok sevenin oldu, bende dahil. Herkes seninle olmaktan o kadar çok mutluydu ki; yaklaşık bir asır yaşadın. Tabii hala aramızda olsaydın.
Seninle pandemi döneminde köydeki evimizde uzun bir süre aynı odayı paylaşmıştık. O zamandan beri bazen birbirimize oda arkadaşım diye hitap ediyorduk.
Sen giderken bavulunu dahi toplamamışsın, niye? Benim gidişimi anlamasınlar diye mi? Öyle ise eğer sadece kendini kandırdın, sadece kendini…
Sen tam kapıdan ayağını dışarıya attığında anladım. Evet artık bedenen burada olmayıp kalbimizde yer alacak demiştim …
Seni ben o kadar çok seviyordum ki, seni her saat başı arayıp uyutmuyordum, sende beni bildiğin için kızmıyordun. Beni çok düşünürdün. Bir keresinde anneme “Şu oğlana bir şeyler ver, aç kalmasın.” demiştin.
Herkes seni evine davet ederken, sen beni kırmayıp bize çay kahve içmeye gelirdin. Sadece ben aradığımda.
Sen ilk hastaneye yattığında ben öyle bir korkmuştum ki, gideceğini anladığım için yanına gelmek istedim. Ben üzülmeyeyim diye bana haber verilmesini istememiştin. Geldiğimde ise bana “Sen derslerine bak, beni düşünme…” dediğinde, ben sana “Şu fani dünyadan sen de gidersen eğer ben yaşayamam.” bile diyemedim sana, sen üzülme diye.
Peki, şimdi ne oldu? Ben geldim….. Beraber hayallerimizi gerçekleştiremedik, beraber sahilde yürüyemedik…
Sen bana söz vermiştin, geleceğim ben dedin. Gelmedin, zaten yüreğimin yarısı yokken sen diğerini alıp götürdün. Sen bedenen hayatta olmazken ben… Sen ruhen mahşerde olurken ben… Sana tek bir diyeceğim var ”Seni çok seviyorum, iyi ki benim büyük dedemsin, oda arkadaşımsın”….
Bir genç, yaşı daha on altı ve liseye gidiyor.
Dedesini, babasını ve sevdiği insanları erkenden kaybetmiş.
Bir gün genç, birisini sevmiş ve aşık olmuş. O sevdiğine açılamamış.. Kaybetmekten korkmuş çünkü. Yaşı gelmiş yirmi beşe. İstediği mesleği icra ediyor.. Turnelere çıkıyor. Aklında yeni projelerinin yanı sıra, lise yıllarında sevdiği o kız var..
……..
O kız şimdi bir polis. Bir gün bir operasyona giderken şehit oluyor. Bizim genç o sırada yemek yapar iken arkadan televizyondaki sunucu “ SON DAKİKA … OPERASYONUNDA B. A. adlı polisimiz şehit düşmüştür.”
……..
Genç başlıyor hüngür hüngür ağlamaya. Sevdiğini son kez de olsa görebilmek için baba toprağına gidiyor. Ona karşı son görevini yerine getirmek istiyor. Namazını kılıyor, herkes gittikten sonra yağmur yağmaya başlıyor. Yârine şu cümleleri söylüyor.. “ Ben sana, seni seviyorum diyemedim. Kaybetmekten korktum çünkü. Keşke söyleseydim, en azından bunları yaşamamış olurduk.” Sevdiğinin sesi geliyor kulağına. Genç, arkasını döndüğünde kimseyi göremiyor..
Vatan savunmasında bulunanlar bilirler ki; bu görevin bir yerinde şehitlik mertebesi de vardır. Bu ruhla vazifelerini yerine getirirler. Onlar şehit olarak bu dünyaya veda etmek isterler ve de öyle oldu.
Vatan Sağ Olsun..
Şehit Polisimiz Şeyda YILMAZ mekanın cennet olsun…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.