38,8545$% -0.09
44,2488€% 0.24
4.174,07%0,76
06 Mayıs 2025 Salı
Geçen hafta bir hikaye anlattım. Onu da tam bilmediğim için yarım bırakmış ve okuyarak hikayenin tamamını bilenlerden tamamlamasını rica etmiştim.
Sağolsun okuyanlar aradı, yolda gören anlattı.
Her anlatanın, başlangıcı aynı olmasına rağmen sonucu başka çıktı.
İlginç olan bir anlatımda, Hilmigiller diye birinin ikinci eşinden ama kendi nüfusuna kayıt ettiremediği çocuğun, yasaklı subayın ablasının torunu olduğunu anlattı. Hatta hikayeye öyle vakıf ki, yasaklı subayın annesi istanbul’da Asyadan Avrupa yakasına doğum yapmak İçin kayıkla geçerken kayıkta doğduğu İçin avrasyalı ismetov diye koymuşlar adını.
Bir başkasının anlatımında ise, avrasyalı ismetov iflas noktasına gelen şehremaneti de ki bir ilçede ilk etapta 500 milyon akçe getirecek, devamında 2.5 milyar akçelik imar çalışması başlatmış.
Sonuçta avrasyalı ismetov’un 4 şirketine 2.5 milyar akçeden ne kadar düştüğü belli değil.
Enteresan biri daha aradı “ abi bu hikayenin OBB ile bir ilgisi var mı? “ diye sorunca , “ ne alakası var, ben Osmanlı zamanından bir hikaye anlattım” dedim.
“ OBB’nde buna benzer konular artık sokaklarda meyhanelerde konuşuluyor. Em albay İsmet Çıngı isminde , balyoz davasında cezaevinde yatmış bir isim var. Apdurrahman ve Mirza isminde iki kişiyi belediye de görevlendirdi. Bunlardan habersiz kimse atama yapamadığı gibi ihale veremez” deyince , işin boyutu değişti.
Sohbetin sonunda çok bilgi ve belge sahibi oldum.
Vay be , “uşak “ kim diye merakımdan yazdığım yarım hikayeden neler çıktı neler.
Demek ki bazen hikayeleri tam anlatmadan , dinleyenlerden bilenlerin devamını getirmesini beklemek lazım.
Diğer hikayelerde neler çıkar bekleyelim görelim.
Saygılarımla
Tayfun TURAN/ KÜÇÜK BAKKAL
Osmanlı imparatorluğunda belediyeye şehremenati, başkanına Şehremini , albaya miralay derlermiş. Hatta subaşı, böcek başı, çöplük başı , ayak naibi gibi de yetkili makamlar varmış.
Hikaye bu ya;
Bir gün Osmanlı’nın bir ilinde Şehremini seçilmiş. Hemen yasaklı subay (albay türbeli ilken suç işleyerek hapse girip çıkan kişi) şehreminiyi yanına çağırarak hazırolda bekletmiş.
-“Bundan sonra şehremini de yetkili atamasından akçeli işlere kadar hepsini ben kontrol ederek, istediğimi yetkili, istediğime de akçeli işleri veririm. Bunun için hemen yanına ayaknaibi olarak şahmirzanı, böcekbaşı olarakta Apdulrezzak’ı atıyorum” demiş.
Şehremini “ emredersiniz efendim “ diyerek huzurundan ayrılmış.
Göreve hızlı başlayan şahmirzan ve Apdulrezzak hemen kendilerine sadık kişilerden yönetici kadrosu atamalarını yaparak şehreminiye sorgusuz imzalatmışlar.
Yetkililere verdikleri talimatlarla tüm akçeli işleri, yasaklı rütbelinin kurduğu dört şirkete vermişler. Bu işleri yaparken de etrafına sus payı vermeyi de unutmamışlar.
Yaklaşık 1 milyar akçe gibi bir rakamı şehremenatinin bütçesinden buharlaştırmışlar.
İşler öylesine büyürken, sokakta halk ozanları bunlara isimler takarak türküler söylemişler.
Valla hikayenin sonunu unuttum ama Cem Yılmaz’ın anlatımıyla;
-“ Aşçı, uşak, bahçıvan, şöför hepsi. Köşkte geçiyor olay zaten abi. Aşçı bahçıvana, bahçıvan şöföre, şöför uşağa, sonra hepsi uşağa”
Hikayenin sonunu pek merak etmiyorum aslında ama uşak kim çıktı gerçekten merak ediyorum.
Bu hikayeyi biliyorsanız devamını da siz yorumlara yazın lütfen.
Saygılarımla.
Tayfun TURAN / KÜÇÜK BAKKAL
Ordu Büyükşehir Belediyesi’nde gün geçmiyor ki yeni bir gündem oluşmasın. Kentsel dönüşüm projeleri, milyonluk ihaleler, şaibeli atamalar, sessiz sedasız görevden almalar… Artık sokaklarda bile “başkan kim, gölge kim?” sorusu yankılanıyor.
Sayın Hilmi Güler’in başkanlık hikâyesi altı yıl önce başlıyor. O dönem, KOSGEB’in eski başkanı Erkan Gürkan ile birlikte Çankaya’da bir ofiste iş takibi yaparken, bir anda Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı oluveriyor. İlginçtir ki; seçimleri o kazanıyor ama etkili kararlarda yanındaki isim yine Gürkan.
Belediyede istediği birimlere müdahale edebiliyor, atamalarda aktif rol oynuyor ve bu arada Ordu’da “doğal yumurta” ticaretine başlıyor. Evet, yanlış duymadınız. Siyasetin içinde “gölge başkan” tartışmaları dönerken, halk arasında adı artık sadece “yumurtacı”ya çıkmış durumda.
İşte tam burada başka bir perde daha aralanıyor… Bu iki eski ortağın üzerinde dolaşan başka gölgeler var: Bir emekli paşa ve bir emekli albay. Hatta öyle ki, bu iki isimle yapılan görüşmelerde Sayın Başkan’ın ve yakın kadrosunun “hazırol”da durduğu konuşuluyor. Sadece konuşulmakla da kalmıyor; İstanbul’da bir villada gerçekleştirilen görüşmeler, ardında soru işaretleriyle dolu projeleri de beraberinde getiriyor.
Şimdi soruyoruz:
• Bu “gölge yapı”nın OBB içindeki ağırlığı nedir?
• Sayın Numan Kurtulmuş, kendisinin iki dönemdir aday gösterdiği başkanın bu yapılar karşısındaki pozisyonundan haberdar mı?
• Belde Evleri yıkımı sonrası 21/b ile yapılan peyzaj ihalesi hangi firmaya, ne karşılığında verilmiştir?
• Bu işlerin sonu “-Ka” ile biten şirketlerle mi bağlantılıdır?
• Ünye Limanı bu planların ilk ayağı mıydı? Ve orada ekip içi oyunlarla dışlanan kimdi?
• Atamalar hangi liyakatle yapılıyor? Önce hangi “ekibe” sadakat gösteriliyor?
Ve asıl soru:
Sayın Güler, başkanlık makamı sizin adınıza kayıtlı ama yetkiler sizde mi?
Zira; halk arasında artık ciddi ciddi konuşuluyor: “Başkan kim?” diye sorulduğunda, cevap olarak albaylar, paşalar, yumurtacılar ve ihale şirketleri anılıyor.
2019 seçimlerinde sıkça tekrar ettiğiniz o meşhur sözü hatırlatarak bitirelim:
“Gölgenin gölgesi olmaz” demiştiniz…
Haklısınız, ama Ordu’da gölgelerin gölgesinde siyaset yürütülüyorsa, asıl “gölge” kim, bir daha düşünmek gerekmez mi?
Saygılarımla.
MHP bu ülkenin temel taşıdır. Aldığı hiç bir kararda oy kaygısı olmaz.
Uzun vadede anlaşılabilecek konularda ise, MHP milletvekilleri toplumu aydınlatır.
Buraya kadar her şey normal.
Son günlerde siyaset çok ince çizgide seyrederken Ordu MHP milletvekili Naci Şanlıtürk acaba nerelerde dolaşıyor. Vali veya bir kaç fabrika ziyaretinden arta kalan zamanını yıldızlı otelinde ki odasında geçiriyor heralde.
Geçmişte Rıdvan Yalçın gibi bir vekil portföyü çiziyor adeta.
İkizce, Ünye, Fatsa gibi ilçe başkanları ile pek sık görüşmeyen bir vekil nasıl olabilir diye düşünenler, MHP Ordu İl Başkanlığı konusunda bir çalışma başlattılar.
Fatsa MHP İlçe Başkanı Murat Kaçak’da bu durumdan rahatsız olan bu gurup tarafından Ordu İl Başkanlığına aday gösteriliyor.
Sonuç ne olur, nasıl olur bilmiyorum. Bildiğim tek şey Şanlıtürk,ün bir daha vekil adayı olamayacağıdır.
Halbu ki “küçük dağları ben yarattım” havasından çıkarak her gün sokakta, pazarda vatandaşın dertlerine derman olabilecek sıcaklığı verebilse durum daha farklı seyrederdi elbette.
Düşünsenize her gün bir kaç esnafın yanında ordu simidi ile kahvaltı yapıyor, her gün hastahanede garip gurabayı ziyaret ediyor olabilseydi vatandaşla arasında ki buzlar oluşmazdı.
Kısacası; Murat Kaçak MHP Ordu İl Başkanı olur mu olmaz mı bilemem ama bildiğim, MHP Ordu il teşkilatı değişmeli, gelecek dönem Şanlıtürk aday yapılmamalı.
Bir şehit çocuğunun müdürlük yaptığı makamdan alınarak il dışına düz memur olarak sürülmesine, bir orman muhafaza memuru tayinine müdahil olamayan bir vekili Ordu hak etmiyor.
Bayram geliyor. Umarım avucuna bir tutam şeker alarak şehit aileleri başta olmak üzere hiç farkına varılmamış garip guraba aileleri ziyaret ederek milletin arzu ettiği asli görevini yapmış olur.
Aksi halde kalabalık bir ekiple Murat Kaçak bu ziyaretleri yapar.
Saygılarımla
TAYFUN TURAN
KÜÇÜK BAKKAL
Bir yanda sistemin gereği merkezin bir yerinde konumlanan siyasi partiler, bir diğer yanda ise tek başına “ önce ülkem” diyerek inandığını söyleyen oy kaygısı düşünmeyen bir MHP.
15 temmuz 2016 yılına kadar AKP iktidarını acımasızca eleştirdi.
15 Temmuz gecesi hain bir darbe girişimi oldu. “ Önce ülkem “ diyen bir duruş, elbette ülkenin ali menfaatleri doğrultusunda hareket etmeliydi. Öyle de oldu.
Bu tarihi duruştan sonra ki süreçte MHP tavrını değiştirmeden ulusal boyutta emperyalistlerin oyunlarını bozabilecek her adımı attı.
Hatta en son çıkışı ile de orta doğuyu şekillendirmek isteyenlerin oyunlarını da bozarken oy kaygısı yine yoktu.
Yaklaşık 9 yıllık süreçte AKP iktidarını destekledi. Karşılığında her zaman en az altı bakanlık teklifine olumsuz cevap verdi.
En az iki seçimde MHP’nin oyu ile iktidarda duranlar karşılığını vermedi.
Karşılık beklenmeden yapılan bu katkı, elbette ülke meselesi olarak görüldüğü İçin yapıldı.
Bunun karşılığında AKP iktidarı, nerde bir ülkücü kadro varsa onu bozdu. Görev değişikliği yaparak pasif görevlere tayin etti. Askeri personel ve polis alımlarında müdahele edemedi ama zor görevlere ülkücü kadro görevlendirilirken, masa başı görevlere şanslı yeğenler atandı.
Bu nankörlüğün sorgulamasını ülkücü hareket hiç yapmadı. Çünkü ülkücü, kendi ikbali için değil, ülkenin geleceği için bu tavrını zorlansa da devam ettirdi ve ettiriyor.
Ülke genelinde olduğu gibi Ünye,de de bir çok konuya şahit olduk.
Ülkücü olduğu için görevinden alınan okul müdürlerinin yerine şanslı yeğenler atandı. Yine bir kurumun müdürlüğünü yapan şehit çocuğu il dışına tayin edildi. MHP milletvekilleri dahi sahip çıkamadı. Belediye seçimlerini MHP’siz kazanamayacağını bildiği halde, Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı 2 MH’lli meclis üyesi adayını kazanabileceği yere koydu. Belediyede soruşturma geçirmiş kadrolardan, adı feto ile anılanlardan idari kadro kurdu ve değişimi de yine kendi içinde yaptı.
Ben geçenlerde bir orman muhafaza memurunun yer değişikliğini söylediğimde inanılmaz bürokratik ortam gördüm.
Bürokratik ortam dediğim, AKP’de nöbetçi şahıs konuyu dinliyor ve sonra “ sayın ilçe başkanıma sunacağım, başkanım uygun görürse gerekli kurumla görüşeceğiz” diye acizliğin tavan yaptığı bir tiyatro sergiliyor.
Liyakat esas alınmalı dediğimiz konuyu bu zavallı yapı hala anlamamış.
Ünye gibi yerde, birbiri ile kanlı bıçaklı 5 ayrı gurup halinde şimdilik devam ediyorlar.
İçlerinde elbette kaliteli liyakat ehli kişiler de var. Ama sayıları yeterli değil ne yazık ki.
Türkiye genelinde olduğu gibi, muhalefet hata yaparak, bu yapıya iktidarı ve belediyeyi altın tepside sunuyor.
En son belediye başkanlığı seçimlerini AKP kadroları kazanmadı. İyi parti adayı Ahmet Arpacıoğlu vitrin oluşturamadığı için oy kaybetti . MHP’nin aktif birebir çalışması ile de hanesine artı yazan AKP, ÜNye Belediyesini almış oldu.
Kısacası bir yanda fedakar bir yapı , diğer yanda nankör bir yapı.
Böyle giderse bu nankörlüğe sert cevap gelecektir.
Eyyyyyy; AKP’nin genelde ve yerelde temsil yetkisine sahip liyakatsizleri, aynaya bakın. Çocuklarınızın yüzüne değil gözüne bakın.
Saygılarımla.
TAYFUN TURAN
KÜÇÜK BAKKAL
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.