41,8795$% 0,23
49,0157€% 0,44
5.848,54%0,45
12 Ekim 2025 Pazar
Ünye Devlet Hastanesinde görev yapan hemşire bir anne ve babanın çocuğu Gökçe bebek.
SMA hastası teşhisi konan Gökçe bebeğe Ünye sahip çıkıyor. Aile yakınları ve yerel medya başta olmak üzere Gökçe bebek için yardım kampanyaları düzenlendi.
Bu gün de Alper Argan’ın başkanlığını yaptığı OFF-ROAD Kulübü Gökçe bebek adına bir yarışma düzenleyerek yardım kampanyasına anlamlı katkı sundu.
Burada yapılan bağış dahil, diğer kampanyalardan toplanan bağışlar 60 milyon tl’ye ulaştı.
SMA Tip-1 hastası Gökçe bebeğin Dubai’de tevadi olabilmesi için gereken 80 milyon tl.
Tedavinin başlaması için yaklaşık 20 gün içinde 20 milyon tl nin tamamlanması gerekiyor. Ordu BB’nin bir kampanya başlatacağını öğrendik.
Bu hafta OBB kampanya başlatarak iş insanlarına davetiye gönderecek. “Gökçe bebeğin sağlığına kavuşması İçin hepimiz katkı sunacağız “ sloganı ile yapılacak kampanyadan elde edilecek gelirle Gökçe bebek Dubai’ye tedavi için gönderilecek.
OBB’nin böyle bir kampanya başlatacak olması dikkat çekti.
Ben dahil yerel medyada eleştiri yağmuruna tutulan OBB, şimdi bir hayatı kurtarmak İçin seferber oluyor.
Doğanay medya olarak hiç bir kurum ve şahısa karşı şahsi düşünerek yazı yazmayız.
Haberlerde yapılan doğruları yazar, yanlışları da köşemde yazdım. Yanlışlar olduğunda yine de yazacağım.
Bu konuyu duyduğumda kayıtsız kalmam doğru olmazdı elbette.
Güzel bir söz ile bitirelim.
Peygamber efendimiz Hz Muhammet (s.a) buyurmuştur.
“Kalpler , kendilerine iyilik edenleri sevmeye meyilli olarak yaratılmışlardır “
Kalın sağlıcakla.
Saygılarımla…
Tayfun TURAN /KÜÇÜK BAKKAL
Buyur, bu hafta neler yazacaktım, şimdi Ordu’da gündem nerelere geldi.
Hilmi Güler’in ikinci eşinin dayısı, balyoz davası sanığı emekli kurmay albay İsmet Çıngı’nın banka hesaplarını, Apdurrahman Erzurumlu’nun belediyeden adına yapılan ödemeleri ve Perşembe Belediye Başkanı Cihat Albayrak’a ilişki yumağındaki rolünü soracaktım ama, konu birdenbire AKP İl Başkanı Selman Altaş’ın gece yarısı sosyal medya hesabından yaptığı istifa paylaşımı gündem oldu.
Neyse, diğer yazılarımda sorarım artık.
AKP İl Başkanı ile OBB Başkanı Hilmi Güler’in arasının bozuk olduğu yerel seçimlerden bu yana sıkça dile getirildi. Adeta AKP Ordu’da işlevsiz hale getirilmişti. Bundan rahatsızlık duyan Numan Kurtulmuş konuya müdahil olarak İl Başkanı Selman Altaş’a görevden affını istemesini sağlarken, Hilmi Güler’i de bu arada yakın takibe alarak OBB’nde yeni görevden almalar ve atamalar nasıl şekillenecek görmek istiyor.
Bu istifadan sonra Ankara kulislerinde bir gurup ve özellikle Fatsa Belediye Başkanı Etem Kibar, eski Fatsa AKP İlçe Başkanı İsa Yüksel’in il başkanı olması için yoğun çaba gösteriyor. Hilmi Güler ve Mustafa Hamarat ise Altınordu AKP İlçe Başkanı Semih Tezcan’ın il başkanı olması için ayrı kulis yapıyor.
AKP İl Başkan Vekili ve Ordu’nun sevilen siması Sefa Yüce’yi AKP kurmayları destekleyerek il Başkanı olması için görüşmelere devam ediyorlar.
Bu yarışı Numan Kurtulmuş mu yoksa karşısındaki şaibeli Hilmi Güler, Mustafa Hamarat ortaklığı mı kazanacak veya AKP’nin güçlü olmasını isteyenler mi kazanır bekleyip göreceğiz.
Etem Kibar’ın adayı İsa Yüksel olursa, Ordu siyasetinin geleceğini Etem Kibar dizayn eder.
Şaibeli Hilmi Güler ve Mustafa Hamarat’ın adayı Semih Tezcan olursa, Mustafa Hamarat önümüzdeki dönem OBB Başkan adayı olur ve balyoz sanığı emekli albay İsmet Çıngı, Apdurrahman Erzurumlu kazanır.
Ordu’da sevilen, toplumda karşılığı olan Sefa Yüce olursa Ordu’da AKP kazanır diyenler bir hayli ses getiriyor.
Bence AKP İl Başkanı Apdurrahman Erzurumlu olmalı. Ordu’ya ve OBB’ne hakim biri. Hilmi Güler’in yakın koruması, İsmet Çıngı’nın eski askeri olan Alparslan Dinç ile araları nedense bu sıralar bozuk. Onun için Ortar’dan Ali Osman isimli (ordu tanıtım günlerinde, çalışan bir bayanı taciz ettiği iddia edilen ve şikayetçi olan bayanın işine son verildiği konuşulan.) birini özel kaleme niye aldığı merak konusu oldu. Hilmi Güler’in yanına girip çıkanı yakın takip etmek istiyor olabilir.
Halbu ki, Alparslan’da Apdurrahman da balyoz sanığı İsmet Çıngı’nın göreve başlattığı kişiler.
Apdurrahman, Alparslan’ın ailesinden belediyede işe almadığı genç kalmadı. Daha yakın zamanda kızını çevre koruma dairesinde işe başlattı. Şimdi nişanlısını işe alma konusunda yardımcı olur mu bilemem.
Kısacası her konuya vakıf bir isim Apdurrahman başkan. İsmet Çıngı’nın en güvendiği isim olması da artı yazıyor.
Söylenişi de çok kolay. “Apdurrahman başkan” derken adeta ağızı dolduruyor.
Apdurrahman başkan, umarım bu teklifim seni mutlu etmiştir.
Gerçi mutlu olmazsan yine, uyuşturucu alan çakma birine beni tehdit ettirirsin.
Konu ile alakası yok ama aklıma gelen bir fıkrayı da paylaşmadan geçmek istemiyorum.
Cebinde yumurtalarla, üstü başı toz toprak olan biri yakalanarak hakim karşısına çıkartılmış.
“Avukat istiyorum” demiş . Hakim “evladım çaldığın yumurtalar cebinde, üstün başın kümesin pisliği ile dolu. Avukat gelirse ne diyecek “ deyince, “ vallahi ben de onu merak ediyorum hakim bey “ demiş.
Saygılarımla…
Tayfun TURAN / KÜÇÜK BAKKAL
Yıllardır medya sektöründe aklıma takılanları köşemde veya haber olarak okuyucularımla paylaşır, doğruyu birlikte bulmaya çalışırım.
Elbette tarafsız değilim. Tarafım var tabiki. Bunu da zaten yazılarımda belli ediyorum. Milletin, hak / hukuk ve adaletinden yanayım.
Bu yazılarımdan dolayı ilk defa çakma kabadayılıkla, çakma gazetecilik arasına sıkışmış biri tarafından telefonda tehdit edildim ve cevabını verince küsmüş olacak ki telefonu kapattı.
Sonra araya sevdiğim bir kardeşimi koydu. Beni tanımadığı belli de, ona benim telefonumu vererek tehdit ettiren kim acaba diye düşünmeye gerek yok.
Bir başka damarına bastığım ise araya değer verdiğim bir arkadaşımı koydu .
Adres, damarına bastığım cahil bir bürokrat herhalde.
Asıl merak ettiğim, o bürokratı Ordu’ya görevlendiren İsmet Çıngı’nın bu konudan haberdar olup olmadığı.
İsmet Çıngı emekli hava albayı. Balyoz davasında yargılanarak uzun zaman tutuklu kalmış. Aynı zamanda Hilmi Güler’in ikinci eşinin dayısı, hatta ORBEL Genel Müdürü Muhammet Günaydın’ın da dayısı. Kısacası Ordu Büyükşehir Belediyesinde hakim güç.
Sevgili İsmet Çıngı, seni vekaleten temsil eden Ordu Büyükşehir Belediyesine gönderdiğin Mirza’yı şimdi de Kıbrıs’a gönderdin heralde. Apdurrahman ise hakim güç olarak makama hakim oturuyor. Zaman zaman Ordu Büyükşehir Belediyesinde olan konuları yazarken, her ne hikmetse Apdurrahman yazının ortasına düşüyor.
Benim tehdit edilmemden senin haberinin olmadığını düşünüyorum. Apdurrahman’ın da her yaptığından haberdar değilsin heralde. Kırcı, Sabancı isimli firmalarla nasıl yol aldığını bilirsin. Boztepe yol yapımını da bilirsin . OSKİ’de ki beş milyon tl lik ihaleyi bilebilirsin. Erzurum’dan getirdiği reklam firmasını ve ne kadar fatura kestiğini bilmezsin.
Mesela son zamanlarda ülkenin çok önemli ve değerli bir siyasi partinin genel başkan baş danışmanına sağı solu aratarak aynı yapı içindeki insanlara farklı ortamlar yapmaya çalışıyor. Bunu da bilmeyebilirsin.
Şimdilik o baş danışmanın ismini vermiyorum. Bu aynı siyasi yapının içindeki kişileri birbirine düşürmeye çalışma tavrı devam ederse, baş danışmanın da adını yazarak bir köşe yazımda misafir edeceğim.
Aynı yazıyı da diğer yazılarla birlikte genel başkanının önüne koyarak “ şaibeli insanlara sahip çıkarken, partinin insanlarına makamını kullanarak zarar veriyor” diye de anlatırım.
Sayın Çıngı, küçük bir kalp rahatsızlığın olmuş. Geçmiş olsun. Tehlikeli bir durumun kalmamış. Daha da iyi olmanı temenni ederim.
Bundan sonra senden beklenen “ Ordu Büyükşehir Belediyesinde yapılan hiç bir olumsuz konu ile ilgim alakam yoktur. Cemaatlerle de hiç bir alakam yoktur “ diyerek başlayan ve içinden geldiği gibi yazacağın bir metni gazetemize veya başka bir yere göndererek yayınlatmanız.
İnanın ilginiz bilginiz yoksa sizi ateşe atıyorlar.
İlginiz varsa Allah yardımcınız olsun.
Ne demiş atalarımız?
“Sultanın köpeği sultandan daha tehlikelidir.
Çünkü: Sultan ısırmaz ama köpeği ısırabilir.”
Bir Kayserili oğluna bir kaç işyeri açmış, oğlu batırmış. Son bir şans vererek sucuk fabrikası kurmuş. Ve “ oğlum en son teknoloji ile kurulan bu fabrikada, hayvanları buradan koyunca son kısımdan sucuk olarak çıkıyor “ demiş. Oğlu da “baba sucuğu koyduğunda öküz nerden çıkıyor“ deyince üzülen baba, “ o fabrika sadece annende var oğlum “ demiş.
Konu ile alakası yok, sadece zaman zaman yazılarımın altına bir fıkra veya tatlı bir söz yazma alışkanlığı olduğu İçin, şimdi aklıma gelen fıkrayı paylaştım.
Saygılarımla..
Tayfun TURAN / KÜÇÜK BAKKAL
Bir önceki yazımda hayal dünyamda büyüttüğüm hatibin oğlu ismini verdiğim biri ile samimi sohbet ettim.
Çok telefon aldım. Çok mesaj gönderen oldu.
Hatta Apdurrahman Erzurumlu arayarak “ neden kilolu olduğumu yazdın abi, ben kilolu değilim ki “ dedi
Bende kendisinin gür sakallarının kilolu gösterdiğini söyledim ve telefonu kapattık.
Sevgili mi desem sayın mı diyerek sohbete başlasam bilemedim.
Sevgili Abdurrahman;
Geçen gün iki defa aradığında söylemedim ama hala kafamda deli sorular dolaşıyor. Bu sorulara birlikte cevap bulalım istedim.
Sana tüpçülükten gelerek daire başkanı olmuş birinin evli bir bayanla ilişkisini, ilişkide olduğu bayanın bir başka bayanı nasıl görevden aldırdığını ve balyoz sanığı emekli albay İsmet Çıngı’nın talimatı ile tekrar göreve başlatıldığını sormayacağım.
Belde evlerinde ki performansı ile bir diğer daire başkanının da diğeri gibi nasıl ilçe belediye başkanı olduklarını da sormayacağım.
Ada tv sahibi Çiğdem hanıma bu yıl sekiz ay içinde 1 milyon tl ne fatura karşılığı ödediğiniz parayı da sormayacağım.
Erkan Güngör’e kaç milyon tl’lik fatura bedeli ödediğinizi de sormayacağım.
Tedes aletlerinin satışı, A.Ç nın evli tiyatro oyuncusu “G” ile olan ilişkisinin sonunda neden görevden aldığınızı da sormayacağım. Çaycı çorbacının gönül ilişkisini de sormayacağım.
Ordu’da bulunan tüm kil madenlerinin OBB bünyesinde ruhsat alındığını biliyoruz. Bu ruhsatları Yılmaz Yıldırım ve ortağına ne karşılığı devredildiğini sormak istiyorum.
Bu konuda çok büyük rakamların ödendiği konuşulurken, hala Fatsa’da üç dairenin tapusu kimde, asıl sahipleri kim olduğu merak konusu olarak konuşuluyor.
Öyleya, konuşulan açıktan makamda ödendiği söylenen 200 milyon tl gibi rakamdan bahsediliyor. Yaklaşık üç sene önceki döviz kuruna dönüştürünce kaç milyon dolar yapıyor. Hatta makamda paranın nerelere aktarılacağı konuşulurken bir yetkili farklı ihtiyaçlardan konu açıyor. Ve kendi sonunun da başlangıcı oluyor diye söylenenler doğru mu?
Bir başka konu ;
Balyoz sanığı emekli albay İsmet Çıngı,nın yeğeni, aynı zamanda Hilmi Güler’in ikinci hanımının yakını olan Muhammet Günaydın’ın etki ve yetkisini öğrenmek istiyorum.
Öyleya, ORBEL Genel Müdürü olan Muhammet tüm belediye ihtiyaçlarının (işçi alımı dahil) mazot, asvalt vs. vs. gibi büyük rantın döndüğü alımlarının yapıldığı kurumun başında.
Anadolu tabiri ile pınarın başındaki adam Muhammet.
Onunla ilgili geniş belgeli bir yazı da kaleme alacağım elbette.
Her ikinizin de, Hilmi Güler’in ikinci hanımının dayısı balyoz sanığı emekli albay İsmet Çıngı’ya bağlı olduğunuzu sokakta ki çocuk biliyor.
Muhammet ile senin genç yaşta bu kadar ses getiren makamda olmanız çok önemli . Belediyenin ekonomik ve sosyal en büyük güç makamı.
Sevgili Abdurrahman, yarın keser döner sap dönerse, birileri de savcılığa giderek bilgi ve belgelerle suç duyurusunda bulunursa, inan sana şimdi çok yakın görünen insanlar seni ilk satacak kişiler olacaktır.
Bir önceki yazımdan sonra birileri heyecana kapılarak “benim yaptıklarım belli. Bana falanca ne derse ben onu yapıyorum“ diyerek eşiyle dostuyla sohbet ediyor haberin olsun.
Sevgili Apdurrahman,, bu yazıyı okuduktan sonra belediyede çok şeyin değişeceğine inanıyorum.
Balyoz sanığı emekli albay İsmet Çıngı’da aynısını söyler.
Veya kendimi kandırıyorum.
Unutma Apdurrahman, “sekreterini öpen çayı kendi alır “demiş atalarımız.
Saygılarımla..
Tayfun TURANK / KÜÇÜK BAKKAL
Hatibin oğlu nasılsın?
Senin sayende özelden çok mesaj alıyorum. Vesile olduğun için çok teşekkür ederim.
Balyoz sanığı emekli Albay İsmet Çıngı’nın Ordu’ya gönderdiği Kiska ve Özka isimli istanbul kökenli iki şirket ne güzel işler yapmış.
Yıllar öncesinde OBB ile yaptıkları işler sonunda 200 milyon TL’nin üzerinde hakediş yapmışlar ve paralarını hemen almışlar. Bunu şimdiki kur ile düşünme sakın. O zaman dolar kaç TL idi. Öyle hesap ettiğinde mükemmel rakam ortaya çıkıyor.
Liman genişletme ve yapımı, çeşitli yerlerde park ve dönüşüm işleri (Fatma Demirhan, Tahıl pazarı, tarihi şadırvan etraf düzenlenmesi, belediye önü kafeler cd. gibi )
Belde evler park düzenleme ve yapım işi 45 milyon ve iş artışı ile 85 milyon TL’ye verdiğiniz doğru mu? Dursun Ali Kırmızıtaş ve Tayfun Özdemir daire başkanları “artık yeter bu kadar“ dediğinde görevlerinden alındığı doğru mu?
Sonra yerine gelen Daire Başkanı Demirhan Güzel ile işleri bitirerek, “çok konuşuyor” diye başka göreve atadığınız doğru mu?
Haaa; aklıma gelmişken, Apdurrahman ve Mirza heralde sana bazı konuları anlatmıyorlar.
Kiska’nın sahibi Mehmet Bey’in İstanbul Büyükşehir Belediye soruşturmaları kapsamında tutuklandığı doğru mu? Hatta balyoz sanığı emekli Albay İsmet Çıngı’nın damadı olan Özka’nın sahibi Esat Bey’de aynı soruşturma için aranıyormuş dediler. Doğru mu ?
İnşallah doğru çıkar. Konu İstanbul’dan Ordu’ya sıçrar da her yerde konuşulan bu konular hukuk önünde cevabını bulur.
Hatibin oğlu inan, olur da hükümet İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve diğer CHP’li belediyelere uyguladığı hukuku, denge kurarak milletin gözünde tarafsız görünmek için Ordu Büyükşehir Belediyesi’nde de uygularsa mükemmel olur. Sizlere de aklanmak için bir şans olur.
Düşünsene Hatibin oğlu, soruşturma Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne sıçramış ve senle ben oturmuş boş boş konuşuyoruz.
Allah beterinden korusun, kim ne yapmışsa cezasını çeksin deyip geçmek lazım.
Saygılarımla…