Yeni Yıl / Burhanettin DUMLU

3

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

YENİ YIL..

Aslında ben pek önemsemiyorum..

Ama bunu bir inanç, bir inanış şekline sokup kısır tartışma yaratmanın da hiçbir manası yok. İnsanlık tarihi boyunca zamanı belirlemek için çok değişik takvim türleri kullanmıştır. Takvimi bir zaman ölçümü birimi olarak kabullenirsen hiçbir problem kalmaz.

Tartışmalar takvimlerin binlerce yıllık gelişim ve değişimi, zamanı ölçebilmenin ne kadar hayati olduğunu gösterirken, insanlığın gökyüzüyle kurduğu ilişkinin de en somut kanıtlarından birini sunuyor. Tarih boyunca ortaya çıkan takvimler, çeşitli kültürleri tanıma yolunda adeta bir ayna görevi görüyor.

Özetlemek gerekirse bütün takvimler Dünya, Ay ve Güneş üçgeni içerisinde şekillenirler. Güneş yılı 365.25, Ay yılı 354 gün olarak kabul edilir. Bugün kullanılan Miladi Takvim Güneş yılına göre, Hicri Takvim ise Ay yılına göre düzenlenir.

Aradaki 11 günlük farktan dolayı Ramazan her yıl 10 gün ileri gelir. Miladi Takvimin başlangıcı 0 (hazreti İsa’nın doğum günü) hicri takvimin başlangıcı 622 (Hz Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç)
354 yılında İznik’te toplanan konsolde papa hazreti İsa’nın doğumunu 25 Aralık olarak ilan etmiştir. Bu tarih günümüze kadar Hristiyanlar tarafından kabul görmüştür. paskalya Bayramı’nın başlangıcıdır. Yani sıfır değildir. Ortodokslar ise Ocak 6’yı hazreti İsa’nın doğum günü olarak kutlarlar. O zaman 31 Aralık sıradan bir gündür. Yani takvime göre yeni bir yıla geçme zamanıdır. Dini olarak da Hristiyanlar için hiçbir mana ifade etmez.

Neyse.. Daha önce yazmıştım bu kelimeyi çok seviyorum. İçerisinde çok şey gizliyor. Ne diyelim parası olan kuruyemiş de alsın, hindi de.
Yeni yıla girerken karamsarlıktan uzak durmaya özen göstereceğiz. Karamsarlık düşünceye daldırır, derinlere gidersin, içinden çıkamazsın seni çökertir. Dik durmak lazım her şeye rağmen. Benim iki oğlum var. Biri “hayal”diğeri  “Umut”artık onlarla yaşıyorum.
Hayalle sohbet ederken vakit çok çabuk geçiyor. Soru üstüne soru anlat anlat bitmiyor. Son soru. Sonuç? Yutkunuyorum, tıkanıyorum bir hiç diye cevap veremiyorum..
Umutla sohbet daha ağır oluyor. Geçmişi bırakıp geleceğe koşuyoruz. Bana “keşkeleri bırakalım baba geleceğe bakalım”diyor. Hak veriyorum. Güneşin ufuktan doğduğunu hayal ederek, batarken de umudu unutmayacaksın.

Gergin uykulardan, kör gecelerden
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.
Sonra düğüm düğüm bilmecelerden
Bir sabah gelecek kardan aydınlık.(A. Karakoç)

Kalın sağlıcakla..