İç Mekan Tasarımlarının İnsan Psikolojisindeki Etkileri / Sena ORDU

7

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İÇ MEKAN TASARIMLARININ İNSAN PSİKOLOJİSİNDEKİ ETKİLERİ

Tasarım, farklı biçimlerde ortaya çıkabilen bir kavramdır.

Kafamızın içinde kurduğumuz düşünceler dizisine de tasarım diyebiliriz, madden ortaya çıkan varlıklara da. Madden hissedebildiğimiz ve algılayabildiğimiz tasarımlardan bahsedelim.

İnsana ulaşamayan bir tasarım amacına da ulaşamaz. Bu yüzden tasarımda en önemli unsur olan insanı ele alalım. İnsanı en çok kapsayan tasarım çeşitlerinden birisi iç mekân tasarımlarıdır.

İç mekânları duyu organlarımızla algılayabildiğimiz gibi manevi yönden de hissedebiliriz; bunun en sık rastlanan örneklerinden birisi de iç mekânların ya da mekân algısının insan psikolojisi üzerindeki etkileridir. Her insanın parmak izi farklı olduğu gibi karakter yapıları ve çevreyi algılama yöntemleri de farklıdır. Beşeri çevre insan psikolojisini birçok yönden etkileyebilir.

İç mekan tasarımlarında kullanılan birçok unsurun insan psikolojisine etkisi söz konusudur. Tasarımlar yapılmadan önce hassas davranılmalı ve insan söz konusu olduğundan bu durum üzerinde dikkatlice düşünülmelidir.

İnsan kendini en güvende hissettiği yerde bulunmak ister. Yapılan araştırmaların çoğunda panik atak, anksiyete gibi atakların gerçekleşmesinin büyük bir çoğunluğu insanın kendini güvende hissetmeme durumundan kaynaklandığı tespit edilmiştir.

Mekânların psikoloji üzerindeki etkileri anne karnından itibaren başlar. Bebek anne karnında oluştuğu ilk günden itibaren göbek bağı ile anneye bağlanmış ve bir güven ortamı oluşturmuştur. Aslında mekânsal güven kavramındaki geçmiş anne karnına kadar dayanmaktadır.

Böylece birey yaşamının her evresinde, tanıdık olduğu mekânlarda güven hissini bulmuş aksi takdirde aradığı güven ortamını bulamamıştır. Güvende hissetmeme durumu bireylerde psikolojik hastalıkların oluşumunu tetikleyen en etkili durumlardan birisidir.

Panik olma durumu, güvende olduğunu anlama durumu gerçekleşinceye kadar devam eder. Bundan dolayı mekânsal algınınn, güven hissiyatını aşılaması gerekir. Bu durumda insanın en çok zamanını geçirdiği iç mekânlar güven algısı ile tasarlanmalıdır. Mekânsal faktörler çok çeşitli olarak sıralanabilir. Bu faktörlerin doğru sıralama ile doğru yöntemlerle tasarıma adapte edilmesi bu bağlamda doğru tasarımı beraberinde getirecektir.

Mekânsal algının güven sorununu iyi ele alabilmesi gerekir. Aksi takdirde psikolojik zedelenmeler olabilir. Bu problemin çözüme kavuşması için konunun daha da ayrıntılı olarak ele alınması gerekmektedir, bu sayede her alanda uygun çözümlemeler yapılabilir.