Doğamızı Tanımaya Çevremizi Korumaya Çalışmakla Başlayalım

6

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Doğamızı Tanımaya Çevremizi Korumaya Çalışmakla Başlayalım

Yaşadığımız dünyada, doğa ve çevre birbirlerinin tamamlayıcısı ve insan yaşamında etken olan en önemli unsurdur.

Doğaya yasak olduğu için değil, yaşadığımız ve gelecek nesillere yaşanacak bir ortam bırakabilmek adına doğaya zarar vermemeli ve sahip çıkmalıyız. Çünkü doğa bize emanettir. Emaneti iyi korumalı, her zaman sahip çıkmalıyız. Kendi evimizin bahçesini nasıl özenle koruyup kolluyorsak, Bahçemizin devamı olan doğamızıda aynı özen ve itina ile korumalıyız.

Doğaya en büyük zararı maalesef ki insanlar vermektedir. Küçük bir plastik şişe kapağından, büyük sanayi atıklarına kadar. Bunların hepsi insan tarafından doğaya yapılan zararlardır.

Doğayı ne kadar tanıyoruz acaba?

Doğayı önce tanımamız gerekiyor ki, sevip korumaya başlayalım, Doğayı sevdikçe, onunla iç içe oldukça, onu daha iyi tanır, daha iyi korumaya ve doğamızın değerini anlamaya çalışırız. Ama önce doğayı tanıyalım ki onu sevelim, sevdikçe de onu korumak için çaba sarf edelim.

Doğayı tanıyabilmek için; evet eğitim gerekir, fakat benim için en önemlisi doğayı yerinde görmek, onu yaşamaktır.

Bir hayal edin. Sabah uyandınız, pencereyi açtınız, tertemiz bol oksijenli bir hava, dışarıdan gelen kuş sesleri, küçük derenin şelalesinin şakırtısı, arıların vızıltısı. Bunlar insanın ömrüne ömür katan etkenlerdir.

Doğayı tanıdıkça da seveceğiz, sevdikçe de koruyacağız. Yoksa bu iş; “Çiçekleri sev, doğayı temiz tut, koru, yerlere çöp, kâğıt atma ve tükürme” diyerek, boş lafla olmaz. İcraat gerekir. Çöpleri çevreye atanları uyarıyor muyuz? Uyarmıyoruz!

Doğa insanlar olmadan da yaşar, ama insanlar doğa olmadan yaşayamayız. Bu nedenle, doğayı korumak insanı da korumaktır.

Hepimiz sadece yılda bir defa doğayı korumak adına bir şey yapsak, doğa bundan hoşnut olur ve bu ülke cennet olur…

Yetişken TEMUR

İnsan Doğayla İç İçe Olmalıdır

13

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Doğa; kendini sürekli olarak yenileyen, değiştiren, canlı ve cansız maddelerden oluşan varlıkların hepsini kapsamaktadır. İnsan ve doğa etkileşimi tartışmasız var olan bir gerçektir. Çünkü insan yaradılışı gereği yaşadığı yerin doğal şartlarına göre hayatını şekillendirir. Tarih boyunca insanlar su kenarlarına, tarıma elverişli bölgelere yerleşmişlerdir ve yaşamlarını buralarda doğa ile iç içe  geçirmişlerdir.

Doğa insan yaşamını etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Her insanın  yaşamını  bulunduğu çevre koşulları belirler ve hayatını çoğunlukla buna göre sürdürür. Herkes güzel bir doğanın içinde ve temiz hava koşullarında yaşamak ister. Bu nedenle tarih boyunca yerleşim yerleri; güzel bir doğası olan ve temiz havaya sahip bölgelerde kurulmuştur. Oysa günümüz metropollerinde yaşam artık günden güne zorlaşmakta , soluduğumuz hava dahi; oksijenden daha çok zehirli gazlar içermektedir. Oysa ki; doğa  bizlere güzel bir yaşam sunar.  Temiz bir oksijen ile ciğerlerimiz temizlenirken, bizleri stresten uzak tutar. Dinlenmek için doğanın bizlere sunduğu imkanlardan faydalanmamız gerekir. Kendimizi tabiatın kucağına bıraktığımız zaman bütün sıkıntılarımızdan bir an olsun uzaklaştığımızı hissederiz.  Bu nedenle insan doğa ile iç içe olmalıdır.

Ağaç sevgisi doğanın oluşmasını sağlar. Eskiden Türkler her çocuk bir için fidan dikerek geleceklerini koruma altına alırlardı. Bu gelenek bazı bölgelerimizde hala devam etmektedir. Örneğin; Erkek çocuk dünyaya geldiği zaman ailenin durumuna göre kavak fidesi dikilirdi. Bununda sebebi ise; kavak ağacının 20-25 yılda kesiminin yapılıp, çocuğun düğün masrafları karşılanması idi. Gönül ister ki; bu fidanlar hiç kesilmesin. Günümüzde yapılan fidan dikme olayı ise; sadece ekonomi için yapılmaktadır.

Doğa, insan yaşamı için önemli bir mekandır. Doğanın bizi kabul etmesi, kucak açması ve  kendimize bir yer bulmamız  için;  ona kendimizi  affettirmemiz gerekir.

Yetişken TEMUR